Oyun Oynamıyoruz
- Niyazi Kocak
- 3 Tem
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Kas

Engelli bireylerle iletişimde sıklıkla yapılan iki önemli hata var.
Birincisi "küçük görmek" — kimileri bunu "patronluk taslamak" olarak da tanımlıyor. İkincisi ise "acımak."
Henüz bu hataları kötü niyetle yapan biriyle karşılaşmadım. Ancak, otomatik birçok davranışımızın karşımızdakini istemeden yaraladığı gibi, bu da bazılarımızı yaralıyor olabilir mi, diye sormak isterim. Yaralamanın ötesinde, bu tutumlar toplumdaki önyargıları besliyor ya da yenilerine zemin hazırlıyor olabilir mi?
Bazen bu iki hata fazlasıyla belirginken, bazen de fark edebilmek için dışarıdan, tarafsız bir gözle bakmak ve üzerine düşünmek gerekiyor. Asıl tehlikeli olan ise bu hataların zamanla normalleşmesi.
Örneğin, "Engelli kardeşlerimiz" ifadesindeki "kardeşlerimiz" kelimesi, hem küçümseme hem de acıma hatalarını bünyesinde barındıran nadir kelimelerden biri. Nadir olduğu sizi yanıltmasın, sıklıkla, her ortamda kullanılabiliyor. Yakın zamanda kullanıldığına fazlasıyla şahit oldum.
28 Ağustos - 8 Eylül tarihleri arasında heyecanla beklediğim bir organizasyon gerçekleşti: Paralimpik Oyunları.
Vaktim oldukça oyunları izledim ve sporcularımızın mücadeleleriyle gururlandım. Ancak spikerlerin "kardeş" ifadesini sıkça kullandıklarını duydukça da bir o kadar üzüldüm. Hepsinin bu işi gönülden yaptığına şüphem yok, oyunlara ve kurallara hâkimiyetlerini eleştirecek durumda da değilim.
Ne olmuştu da Olimpiyat Oyunları'nda "İranlı rakibi" diyen spiker, Paralimpik Oyunları'nda "İranlı kardeşi" ifadesine geçiş yapıvermişti? Oysa onlar da olimpiyatlardaki sporcular kadar özveriyle, dur durak bilmeden, fedakârlıklarla oyunlara hazırlanıyor ve madalya için varlarını yoklarını ortaya koyuyorlardı.
Biraz gönlünüzü ferahlatayım, eğer mümkünse tabii… Bu durum sadece bize özgü değil. Dünyada da engelliliğe karşı önyargılardan fazlasıyla beslenen bir dil karmaşası var. Uluslararası Paralimpik Komitesi, resmi hesabından bunu doğrular nitelikte ve bu yazıyı yazmamı da tetikleyen aşağıdaki gönderiyi paylaştı.
Kırmızı fon üzerinde "#NotPlayingGames" (#OyunOynamıyoruz) etiketiyle şu mesaj yer aldı: "Paralympians have often been described by media as participants and not competitors. At Paris 2024, it's time we set the record straight." (Paralimpik sporcular medya tarafından genellikle yarışmacı değil katılımcı olarak tanımlanmaktadır. Paris 2024'te bu durumu düzeltmenin zamanı geldi.)
Engelli bireylerle iletişimde değişim için çok daha fazla çaba sarf etmemiz gerektiği ortada. Ben de kendime, bu gönderi ile başlayarak, belli aralıklarla engelli iletişimi üzerine yazma ödevini aldım.
Etkili iletişim; netlik, duygusal bağ kurma ve hedef kitlenin ilgisini çeken, özgün bir mesaj sunarak akılda kalıcılığı sağlamaksa eğer...
Evet, Paralimpik Oyunları sona erdi ve aklımda, tüm sporcuların azimleri, hırsları, yılmaz mücadele ruhları, 6'sı altın olmak üzere toplam 28 madalya kazanan sporcularımızın muazzam başarısı ve "sporcu kardeşlerimiz" kaldı.



Yorumlar